16.08.2012

Yine Yeni Yeniden

En son yazıyı ta 9 ay önce girmişiz bloga iyi mi... Artık toparlanma vaktidir.

Efenim malumaliniz, Londra 2012'yi geride bıraktık. Gördüğüm kadarıyla ABD medyasından ev sahibi Britlere, futbolseverlerden günümüz sporseverlerine kadar herkes hoşlandı Londra'daki hentbol turnuvalarından. Tabii ki işin içinde olimpiyat olunca normalde "futbolun elle oynananı o di mi?" sorusu soranlar bile "Hansen çok büyük topçu" geyiklerine girdiler. Aman ne güzel.

Yıllardır diyorum, hentbol dünyanın en güzel oyunu. Ha izlemesi oynaması kadar zevkli değildir, kabul, ama büyük keyiftir yine de. Londra'da bunu görenler oldu neyse ki. Misal ABD'nin önemli bloglarından, hatta artık site demek lazım, grantland.com'un başeditörü Bill Simmons "ya biz niye hentbol oynamıyoruz?" sorusunu sormuş. Gerçi sonrada 9 metre çizgisinin gerisinde atılan şutlar 2 sayılmalı, 2 dakika cezası için buz hokeyindeki gibi kafes olmalı falan gibi fazla Amerikan işlere girişmiş ama, olsun.

Britanya'da çok güzel bir atmosfer vardı bir kere, onu söyleyeyim. Copper Box sürekli doluydu, başeditörüm sayın Şanlı Şevket Erbay'ın da anlattığı üzre dev ekranlara falan da bol bol yansıtmışlar hentbolu. Tabii takımları rezaletti, fakat keyif almasını bildiler.

Hentbol hep vardı. Vardı ama böyle değildi. Yayın yoktu bir kere. Şimdi istediğin ligi, istediğin siteye girip izleyebiliyorsun. Paralar bu kadar feci değildi. Artık basketbol seviyesine çıktı yıllık ücretler. Şampiyonalar da bu kadar göz önünde değildi. Şimdi izlemeyeni dövüyorlar.

Transferler coştu, ligler kızıştı ve en önemlisi, şampiyonlar liginin seviyesi çok acayip bir yere geldi artık. Sponsordan sahanın mavisini göremeyeceğiz yakında. Hentbol büyüyor. Londra 2012'nin de katkısı yadsınamaz.

Madem hentbola uyandı dünya, madem yeni sezon çok güzel olacak, o zaman bu geri dönüş yazısı olsun. Sezon boyunca da blog canlı tutulsun. Ajde.