10.09.2014

Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi Grubuna Önbakış


Attığım en kötü başlığa tıkladınız. Nasılsınız?

Reelde hentboldan fazla bahsetmiyorum. Yoksa Twitter üzerinde yaptığım gibi kimseyi ilgilendirmeyen bu spordan bahsetmeye çalışsam aynı "follower"lar gibi sağa sola kaçışacaklarından eminim. Blog yazmaya beraberce niyetlendiğimiz Şanlı Şevket Erbay ile konuşuruz yeri gelir, bazen Dağhan Irak. Ama biraz daha fazlasına ihtiyaç var şimdi.

Şampiyonlar Ligi kurası çekildiğinde Beşiktaş tarihinin en kritik senesi olduğunu düşünmüştüm. Yazın çok alakasız dakikada yaptığı transferlerden haklı olarak acayip heyecanlanıp benim yorumumu almak isteyen Berk Karahan başta, herkes Şampiyonlar Ligi'nin ne kadar yakın olduğunun farkındaydı. Kolay kura da cabası oldu zaten.

Umarım bu sefer ötelemeden, hiç değilse Şampiyonlar Ligi'ni yazabileceğim. Aşırı üşengeçlik nerede sistemi devralacak göreceğiz. Rakipleri tanıtayım diyorum. Gerçi oyunu bilmeyenleriniz de var ama, izledikçe artık.

Bi de Wael Jallouz.

Barcelona

Mantıklı herhangi bir takımın teknik kadrosunun "kimi grupta istemezsin" sorusuna vereceği üç cevaptan biridir Barcelona. Yıllarca hentbolla ilgili dikkat çeken tek tweet'im olan "Barcelona basketbol ve hentbol şubelerinin hocaları aynı isme sahip, Xavi Pascual ehehe" dışında herhangi bir şeye konu olmamışlardı. Şimdi olacaklar.

Darılmaca gücenmece yok. Seviye farkını anlatamam. Yıllardır final four oynayan bir takımdan puan çıkarmak çok mümkün değil. Şöyle bakmak lazım, hiç değilse tarihin en büyük üç oyuncusundan biri, Nikola Karabatiç'i canlı izleyeceğiz. İçeride Tolga ve Josip'i Noddesbo ve Sorhaindo hafif hırpalayacaktır. Onun dışında bundan 6-7 sene önce çift düşüp beni atışa sokan Ozan Arifoğlu Karabatiç veya Entrerrios'a karşı oynayacak Şampiyonlar Ligi'nde, ütopya gibi. 

Grubun lideri olarak çıkmaları çok yüksek ihtimal. Zira liglerinde ciddi bir rakip yok, bütün olay Şampiyonlar Ligi'ni kazanmak bu sene onlar için. Ha son maç içeride olacak, oraya muhtemelen liderliği garantileyip gelirler ama hentbolda yedek kadro olayı yok. O kötü. 

Deplasman yapmak isteyenler için bulunmaz fırsat. Blaugrana bayağı klas salondur. 

Flensburg-Handewitt 

Bunun yolculuğu takıma biraz koyar. Danimarka sınırında zira. Almanya'da birkaç takım hariç, iyi hentbol takımları hep komünlerdedir. Zaten Karabatiç'in Kiel'den ayrılma sebebi de odur mesela. "Bu ne lan olimpiyat şampiyonu adamım köyde mi yaşayacağım" deyip ayrılmıştı. Haklıydı da.

Flensburg geçen senenin şampiyonu. Çok sürpriz bir şampiyonluktu. Hatta şöyle diyeyim, geçen sene futbolda Şampiyonlar Ligi'ni Leverkusen'in alması gibi. 

Bu sene takımdan Weinhold ayrıldı. Hem savunmada hem hücumda acayip katkı yapmıştı geçen sene. Ayrıca takımın iskeletinden üç İskandinav da ülkesine döndü; Knudsen, Rasmussen, Gustafsson.

Geçen sene Vranjes'in kenardaki ateşleyici varlığı, takımın Holger Glandorf başta olmak üzere tüm oyun kurucu kadrosunun savunma konusunda çok iyi olması ve fiziksel kaliteleri onlara başarı getirmişti. Yine sol kanatta dünyanın bence en iyilerinden Eggert'in performansı (78 gol) da cabası. Bu sezon da dört transferi yine İskandinavya'dan yaptılar ve en kısaları 1.97. Fiziksel olarak mücadele etmek mümkün olmaz.

Deplasmanda zaten mağlubiyeti yazarız da, iç sahada ben özellikle Ninçeviç'in bayağı sıkıntı çıkarabileceğini düşünüyorum. Hızlı hücumlar çok tehlikeli olabilir onlar için. 

Flensburg'u ikinci sıraya yazıyorum grupta. 

KIF Kolding Kobenhavn

Beş sene sonra geçen sene, çeşitli sponsorluk ve takım birleşmeleriyle Danimarka başkentine şampiyonluk taşımış takım kendileri. Klasik İskandinav takımlarına yakın, ayıboğan. 

Takımda üç büyük efsane var; Bo Spellerberg, Kim Andersson ve Lars Jorgensen. Maç kazandıracak adamlar bunlar. Gerisi için fizik itibariyle her biri bir Josip denebilir. Özellikle Almanya'ya benzer iç saha maçları, hentbolda ne zaman baskı kuracağını bilen seyircisi ve tecrübesiyle bayağı ciddi sıkıntı olacaklar. 

Burada bocalayabilirler ama. Mesela geçen sene Makedon Metalurg'u içeride hiçbir deplasman takımı yenemedi. Çünkü hentbol seyircisi fanatiklere pek alışkın değil. O açıdan biraz olsun umut var burası için.

Wisla Plock

Her şey olaydı da, açılış maçı Polonya deplasmanında olmayaydı. Deli atmosfer oluyor.

Şampiyonlar Ligi'nde takımları iyi olmayan ama deplasmanı zor olan üç yer var. İlki Makedonya, ikincisi Polonya, üçüncüsü de Kadetten. Buralarda lige başlamak hoş değil. Kaldı ki, bu seneki kadrosu fazlaca derin Wisla Plock'un. Manolo Cadenas'ın antrenörlüğe gelişiyile eskiden beraber çalışmış olduğu İspanyolları takıma enjekte ettiler. Polonya milli takımından fazlaca oyuncular var. Yine ayıracak olursak, Romanya efsanesi diyebileceğimiz Ghioanea ve geçen sene kapanan Atletico Madrid'den geri dönen Jurkiewicz maç kazandıran adamlar.

Ben buranın deplasmanından yenilmemeyi umardım, ancak ilk maç çok sorunlu. ikinci maç olsa beraberlik derdim. Diyemiyorum. İçeride alınması lazım zaten.

Alingsas

Baştan söyleyeyim, "alingsos" diye okunuyor. İç sesinizi ona göre ayarlayın. Devam ediyorum.

Milli takımı büyük, ligi küçük sayılabilecek bir ülkenin son şampiyonu. Sayfalarını inceleyene kadar herhangi bir fikrim yoktu, şimdi anladım ki proje takımı bunlar. Takımın yarısı 95-97 jenerasyonundan. Bi 3 seneye halter basıp adam yiyecekleri aşikar. Tabii transfer olmazlarsa. 

İçeride dışarıda galibiyet. Alın size gruptan çıkma anahtarı. Tamamı İsveçli, Şampiyonlar Ligi tecrübesi olmayan, hatta Ninçeviç'in geçen sene oynadığı Avrupa maçı sayısını hayatında görmemiş adamlar bulunan Alingsas'ı iki maçta da yenmek tek çözüm. 

Hedef gösteriyorum.

Beşiktaş

Yukarıda da dediğim gibi, bu sezon en büyük şanstı, o şans sonunda değerlendirildi. Hentbolsever bi adam olarak ne kadar teşekkür etsem az.

Daha önce gruptan iki galibiyet bir beraberlikle Saray-Bosna çıkmış. Olmaz mı, aslında olur gibi. Ama bu sefer yetmez. Şöyle anlatayım; o grupta üç büyük takım, alttaki üç küçük takımı ezmiş. Kendi içlerinde yaptıkları maçlarda da en iyi küçük takım Saray-Bosna olmuş, dördüncü çıkmış. Burada maalesef öyle bir şey yok. Bence Barcelona birinci kategori, Flensburg bir buçukuncu kategori, Wisla Plock ve Kolding iki buçukuncu kategori takımları. O yüzden gereksiz bir denge var. Yani çıkmak için üç galibiyet bir beraberlik en düşük hedef, hatta belki de yetmez. Neyse, daha mühim sorularım var

Şimdi;

- Maçlar nerede oynanacak? Sinan Erdem ve Ankara deniyordu en son. Ankara olursa galonlarca inciri berbat etmiş olacağız. O kadar.

- Hedef ne olacak? Takım başarılı. Bitti. Buradan sonrası hedefin üzerine çıkmaktır, başarısızlık diye bir şey olmaz. Beşiktaş bütün maçlarını kaybetse de kimsenin gıkı çıkmaz. 3 sene üst üste gruplara kalınsın, sonra grupta ilk dört hedfiyle başlarız. 

- Seyirci olacak mı? Gerçi ilk soru cevaplanmadan nerede vereceğiz bunun cevabını da, oldu da Sinan Erdem ayarlandı. N'olacak?

Ben heyecanlandım. Blogun üstündeki ölü toprağını da attım. Bu sene Şampiyonlar Ligi'nin adresi bu blog. İddialı oldu, vazgeçtim. Üşengeç adamım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder